top of page

Hakkımda

Vesvesecilerin vesveselerinden uzak kalmanın en kolay yolu, onlara oyun alanı bırakmamaktır!

Bu sayfada okuyacaklarınız, bir çoğunu bizzat yaşayarak ulaştığım karmaşaların çözümü sürecinin sonunda oluşan fikirlerdir. Kendimde çözme sürecim içerisinde, neredeyse bütün Müslümanlarda gördüğüm bu karmaşaları yazılara dökerek, benzer durumda olan Müslümanlara kendi çapımda farklı bakış açıları sunmayı amaçladım. 

O yüzden uzunluğuna bakmadan bütün yazıları düşünerek okuyup değerlendirmenizi istirham ediyorum. Tek bir karmaşa veya yanlış düşüncenizin olumlu şekilde sonuçlanması, sevap haneme yazılacak ve kaybettiğim yılların biraz telafisi olacaktır.

Yanlış olduğuna emin olduğunuz, yanıldığımı düşündüğünüz noktalarda beni uyarmanız ise sizin sevap hanenize yazılacaktır Allah'ın izniyle.

Kim olduğumu boşverin. 

Söylediklerimin, yazdıklarımın benimle anılmasından daha değerli olan bir tek amacım var, o da Allah'ın rızası. 

Okuduklarıyla doğruyu bulan, sırat-ı müstakime yönelen, hayatında minicikte olsa pozitif bir değişiklik yaşayan bir kişi bile olsa ne mutlu bana. Bu mutluluk ve mutluluğun vereceği huzurdan başka bir beklentim yok.

İmanın her insanda farklı tezahürleri vardır. İmanınız sizde hiç bir etki göstermiyorsa, hiç bir değişiklik yapmıyorsa, "Kendimi bildim bileli böyleyim" diyorsanız, belki de imanınızı gözden geçirmeniz gerekiyordur. 

İmanın insanlarda tezahürü fıtratla uyumlu bir şekilde gerçekleşir. Nasıl ki doğamız hava, su,  ateş ve toprak gibi elementlerin barındırıyorsa insanın doğası da bu elementleri barındırır. Bir yanımız havadır, bir yanımız su, bir yanımız ateş, bir yanımız toprak. 

Kimimizde az, kimimizde çok veya kimimizde sadece biri olsa da duygularımızı tarif etmek için bu elementlerin özelliklerini kullanırız belki farkında bile olmadan.

"Çok kızgınım" dediğimizde ateşi, "Ölü gibiyim" dediğimizde toprağı, "Çok mutluyum" dediğimizde çağlayan bir suyu andırırız. İşte iman da insanda kökleşip mefhum haline geldiğinde yani içselleştiğinde o insanı değiştirir. 

Kimini ateş gibi yapar, yerinde duramaz, aksiyon adamı olur.

Kimini deniz gibi yapar, durgun ve huzur dolu, bakanlara huzur verir, örnek alınan olur.

Kimini toprak gibi yapar, ekilen her tohum onda kök salar ve ilmin kaynağı olur hayatın kaynağı olan toprak gibi.

Kimini ise su gibi yapar, arı-duru, her kalbe sızan, bazen çağlayarak bazen süzülerek ele geçiren.

İmanlı olduğuna şahit olduğunuz kimler varsa onlara biraz daha yakından bakın, eminim bu dört elementten en az birine benzeteceksiniz. Hepsine benzetemezsiniz çünkü dördüne birden benzeyenler ancak nebilerdir. 

Ben kendi içimde ateş hissediyorum, öğrendiklerim içimde kaldıkça patlayacak gibi olmam ondan.

Bilginin sadakası onu yaymaktır, kendine saklamamaktır ve emr-i bil maruf - nehy-i anil münker borcumuz vardır, ödenmesi gerekir bir şekilde ya sözlerle, ya davranışlarla. 

Benim adım Müslüman. Kim olduğumla değil söylediklerimle yargılanmayı tercih ederim. 

bottom of page